![]()
İNSAN+HEDEF+GAYRET= ZAFER
Sultan II. Mehmet henüz yedi yaşlarındayken hocası Molla Akşemsüddin kulağına eğildi ve başarının en önemli kuralını fısıldadı:
“Hedefini tespit et.”
Önce hedef belirlendi: “Konstantiniye mutlaka fethedilecektir.”
Akşemsüddin hedef tespitinden sonrasını da söyledi:
“Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üzerinden geçer. Sen dağ olmaya heveslenme, asla gururlanma; yol ol ki, herkes senin üzerinden geçerken, sen dağların bile üzerinden geçesin.”
“Hocam ya şartlar elverişli olmazsa?” diye sordu, II. Mehmet.
Akşemsüddin hiç duraksamadan cevap verdi:
“Şartlara teslim olmazsan şartlar değişir, sana teslim olurlar. Çok çalışır, çok dua eder ve çok istersen Allahın rahmeti tecelli eder, rahmet tecelli ettiğinde nice olmazlar olur.”
Ve Sultan II. Mehmet, günü gelince net ve kesin bir şekilde belirlediği hedefine çok çalışması ve gayreti sayesinde ulaşacaktır.
Fatih Sultan Mehmet Han, iki tarafında hocaları, hocalarının yanında vezirleri, beyleri, komutanları, arkasında peygamber müjdesine mazhar bir cennet ordusu ile Roma’nın yüreğine (İstanbul’a) girdi.
Sihirli formül şudur: İnsan + Hedef + Gayret = ZAFER
Bugünün gençliği maksatsız ve hedefsiz. Yürekleri belirli hedeflere kilitlenmemiş. O zaman da ne yapacaklarını, nasıl yapacaklarını bilemiyorlar. Ve başarılı olamıyorlar.
Her genç öncelikle şu sorulara cevap vermeli:
Hedefim nedir ve nerededir?
Hedefime Hangi vasıtalarla ulaşabilirim?
Neden ulaşmalıyım?
Hedefe ulaşmayı yeterince istiyormuyum?
“Gerçekten istemek” Sultan II. Mehmet’in Konstantiniye (İstanbul) fethini istemesi gibi olmalı!
“Ya ben Bizans’ı alırım, ya Bizans beni alır.” diyebilecek kadar.
Kendinizi ortaya koyacak kadar istediğiniz halde ulaşamadığınız kaç şey oldu sahi?
Alıntı: “Biz Osmanlıyız” – Yavuz BAHADIROĞLU adlı eserden